Manavlar,
Özellikle Batı Anadolu'da yoğunlaşan halk. Türkologlar'a göre Manavlık, Anadolu'da ilk
yerleşik hayata geçen Türkleri tanımlamada kullanılan bir sıfattır. Bu sıfat,
yerleşik hayatı benimsemiş Türkmen Yörükler'i, Osmanlı'nın son dönemlerinde yerleşik hayata geçmeyen
Tükmenler'den ve Anadolu dışındaki Osmanlı topraklarından
gelen müslüman halktan ayırmak için kullanılmıştır.
Manavlar hakkında en çok kabul edilen bilimsel görüş göçebelikten vazgeçmiş Yerliler, tarla, bahçe tarımı ve küçük ticaretle ve el sanatlarıyla uğraşan Yörükler'dir.
Ancak manavların orjini hakkında genel bilimsel
çevrelerce kabul edilmeyen alternatif görüşler de bulunmaktadır. Bu farklı
görüşün başında, Manavlar'ın Türkler'in Anadolu'ya gelmesiyle Rum ve Anadolu halkının Türkleşmesi sonucu ortaya
çıktığına yöneliktir. Burada Rum ve Anadolu halkının kendi dillerini unutarak
türkçe konuşmaya başlamasının nasıl olduğu belirsizdir. Bu görüşe göre
Manavlar, bin yıllık süreç içerisinde Türk kültürünün bir parçası olmuşlardır.
Güney Amerika yerlilerinde olduğu gibi.
Manav tarihini araştırmak için Anadolu Selçuklu döneminin ve Haçlı Seferleri döneminin iyi analiz edilmesi gerekir. Günümüzde Anadolu Selçuklu'nun
özellikle etkili olduğu Güneydoğu Marmara ve İç Anadolu bölgesinde
Manav adı verilen grubun yoğunlaştığı görülmektedir. Selçuklu döneminde
Güneydoğu Marmara ve İç Anadolu'ya sahip
Anadolu Selçukluları döneminde Anadolu halkı Haçlı seferlerinden büyük zarar
görmüş, pek çoğu katledilmiş ve giderek Selçuklu safına
yönelmişlerdir. Kuşkusuz ki, Güneydoğu Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde Konya, İznik, Bursa gibi kentlerin çevresine yerleşen Selçuklu-Oğuz ve
İrani unsurlar ile kaynaşmışlardır.
Bugün yapılan araştırmalarda, Türkiye'nin farklı
köşelerinde Manav kavramının farklı anlamlarda kullanıldığı sonucuna da
ulaşılmaktadır:
- Özellikle Güney Marmara ve Ege
köylerinde 17. yüzyılda Yörüklerin zorla iskan edilmelerine karşılık,
önceden kendi isteğiyle bölgeye yerleşmiş olan Türkmen boylarının; zorla
iskan edilenlerden kendilerini ayırt etmek için kendilerine Manav
dedikleri tespit edilmiştir. Hattâ 16. yüzyılda yerleşik düzene geçtiği
tespit edilen bazı Türkmen aşiretleri kendilerine 17. yüzyıldan sonra
Manav demektedir. Aynı şekilde, 17. yüzyıldan sonra zorla yerleşik hayata
geçen yörükler, kendilerinin artık Manav olduğunu dile getirmektedirler.
Güney Marmara'da Manav "Yerleşik hayata geçen yörük" anlamında
kullanılmaktadır. Örneğin; Balıkesir'de böyledir [1].
- Batı Anadolu'nun bazı köylerinde yapılan araştırmalarda ise
Manavlar'ın sürekli Balkanlara ve Peçenek-Kumanlar'a
atıf yapması ve kendilerini Peçeneklerle özleştirdikleri görülmektedir. Balkanlardan gelen Türk anlamında
kullanılmaktadır.
- Akdeniz
bölgesinde ve Batı Anadolu'da yerli olmaktan ziyade ovalarda yaşayan Türkmen aşiretleri
anlamında "Manav" tabiri kullanılmaktadır.
- İç Anadolu ve
Güneydoğu Marmara'nın bir kısım yerleri ile Batı Karadenizde ise "eskiden beri
yerli, Anadolulu" anlamında kullanılmaktadır.
Bu kullanım izmit Gebze köylerinde çok yaygındır.Bin
yıldan fazla bölgede yaşadıklarını söylemek için kullanılır.Kendileri aslında
Bizanstan beri bu bölgede yaşamaktadırlar. Yöresel olarak çok eski kökenlere
ait halk arasında kullanılan sözcükler vardır.Halk tarafından kullanılır ama
anlamlarını sadece kendileri bilir .Çok değişik kökenlerden gelen kelimeler
mevcuttur.Örneğin yunanca,makedonca,boşnakça,pomakça eski Bizans Dili gibi.Bu
kelimeler doğal yolla geçmişler ve hala yaşamaktadırlar az da olsa.Fiziksel
yapı olarak da genel anlamda da Açık tenli ,sarışın,yeşil ya da ela gözlü geniş
omuzlu orta boylu olurlar. Bu daha çok izmit ve gebze,ağva,şile bölgesinde
yaşayan yerli Manavlar için geçerli bir fiziki özelliktir. Ayrıca bu
yapılarından dolayı Balkan Göçmenleri ile fiziksel olarak hep karıştırılırlar.
Bu yüzden, Manavlar için tek bir çıkarsama yapmak
zordur. Günümüzde Manavlar, Türk etnisitesinin bir kısmını oluşturan etnik grup ve etnik gruplardır.
Osmanlı'nın yıkılmasından sonra yoğun biçimde göç alan
Manav yerleşimlerinde, Balkan'dan, Lazistan'dan, Batum'dan, Kırım ve
Kafkasya'dan gelen göçmenlerle komşu köy ilişkileri doğmuştur. Bu gelişmeyle
birlikte Manavlık kavramı, yerli olunduğunu anlatmak anlamında bir kendini
tanımlama biçimi olarak -kısmen de olsa- bir anlam kayması yaşamıştır. Çünkü,
Osmanlı'nın ilk ve orta dönemlerinde Manavlık daha çok, "göçebe
hayat/yörüklüğe devam eden/özel hukuk tanımayan" kavramının zıttı
anlamında kullanılmaktaydı.
Manav sözcügüne Evliya çelebi'nin yaptigi gezilerden
esinlenerek yazdigi 1680 tarihli Seyahatname eserinde rastlanir. Yine de Manav
sözcüğünün kökeni hakkında üç görüş bulunmaktadır. Birincisi Yunanca kökenli
olduğu, diğeri Türkçe kökenli olduğu yönünde. Bunun dışında etnik grup
anlamında bir iş kolu olan manav faaliyetlerinden alıntılandığı da
belirtilmektedir.[2][kaynak güvenilir mi?]
Yunanca Kökenli Olduğu Görüşü:
Manav kelimesi, Yunanca asıllı bir sözcük olup [3], Türkçeye
Ortaçağ'da [kaynak belirtilmeli] geçmiştir. Yunan dilinde manavis, "100 yıldan önce"
anlamına gelmektedir. Uzun süredir belli bir bölgede yaşayan halk için,
"bilindi bilineli burada yaşayanlar" anlamında kullanılmaktadır.[kaynak belirtilmeli]
Türkçe Kökenli Olduğu Görüşü:
Bu görüşe göre, manav sözcüğü manaptan veya
managtan gelmektedir. Manap kelimesi, öz-Türkçe bir sözcüktür.[4] Zira, "Manap"
ifadesine "Orhun kitabeleri"nde de rastlanmaktadır ve Bey anlamına gelmektedir [kaynak belirtilmeli]. Bu yüzden Manav sözcüğünün; Türkistan’daki Kazak-Kırgız ve
Sibirya’daki Yakut (Saha)
Türkleri’nde kullanılan, koruyucu soylu kişi ve boy beyi anlamına gelen “Manap”
ve “Manag”dan geldiği sanılmaktadır.
Eski Türkçe’de “v” sesinin olmamasından dolayı,
“Manap” sözcüğündeki “p” ve “Manag” sözcüğündeki “g” sesinin yumuşayarak
“Manav” sözcüğünün ortaya çıktığı düşünülmektedir. (Örneğin; berim=verim,
takuk=tavuk, kagun=kavun vb gibi.) “Manap”ın; Çağatay Türkçesi’nde “asilzâde, asâlet, beyzadelik”, Kırgız Türkçesi’nde “feodal kabilelik üst tabakasının mümessili” veya “Kırgız Lideri”, Kazak Türkçesi’nde “ağa, bey” ile “Manag”ın; Yakut (Saha) Türkçesi’nde “koruyucu, güdücü,
bakıcı” anlamlarını taşıması ve de Türkistan’ın kuzey bozkırlarında yaşayan
Kırgız ve Kazakların boy ve oymak başlarına “Manap” demeleri ile 1860’larda
Kırgızlar’dan Bugu (Geyik) kabilesi ve Sari Bağış boylarının başlarında
Manapların yer alması olguları da, “Manavlar=Yerli Türk/Türkmen” görüşünü
desteklemektedir.Kırgızistan'daki Manas
destanında yer alan ve soylu beylere verilen Manap ifadesi de bunlara ilave edilebilir.
Etimolog Nişanyan'a göre Orta Asya Türkçesine dayandırılması spekülatiftir.[5]
İş Kolundan Türediği Görüşü:
öte yandan, "manav" sözcüğü türkçede
çiftçilikle uğraşan ve geçimini ürettikleri ürünleri satarak geçinen anlamına
da gelmektedir. Anadolu'ya ilk göçen Türkmenler, yerleşik hayata geçip tarım
faaliyetlerine başlamış olmalarından bu sözcük kullanılmış olabilir. Bu görüşü
destekleyen bir durumda, Osmanlı kayıtlarında saraya ve İstanbul'a sebze-meyve
temin eden köylere "manav köyleri" tabiri kullanılmasıdır. Zira
hayvancılığın yapıldığı köylere "kasap köyleri", arıcılığın yapıldığı
köylere "kovan köyleri", ormancılığın yapıldığı köylere "tahtacı
köyleri" şeklinde tabirlerin kullanıldığı görülmektedir. Bu görüşe göre
manav sözcüğünden, tarımla uğraşan Türkmen köylerine takılan bir lakap
kastedilmektedir. Daha sonra bu köyler, 18.yy'la birlikte muhacırlerden, hala
konar-göçerliğe devam eden Türkmenlerden ve Anadolu'ya gelen diğer unsurlardan
kendilerini ayırt etmek için manav lakabını ön plana çıkarmaya başladılar. Zira
günümüzde Anadolu'da kendilerini Kasap, Kovan veya Tahtacı olduğunu söyleyen
topluluklar da vardır. [kaynak belirtilmeli]
Manav Tabirinin Yer Aldığı İlk Belgeler [değiştir]
Bizans kayıtlarında,
Manav tabiri; 1291 tarihindeki
kayıtlarda geçmektedir. Yıldırım Bayezid döneminde İstanbul’un alınması
amacıyla yapılan kuşatma kaldırılırken, yapılan anlaşma gereği Sirkeci’de bir Türk mahallesi
kurulması şartına uygun olarak Göynük ve Taraklı’dan 760 hane Manav İstanbul’a
yerleştirilmiştir. Yani İstanbul’a yerleştirilen ilk yerleşmiş Türklerin, bu
yöreden giden “Manavlar” olduğu kaynaklarca da doğrulanmaktadır.
Türkmen
Kökenlere Dayandıkları Görüşü [değiştir]
Anadolu'ya göç ederek gelen Türkler'den bazıları
yerleşik hayata geçerek tarım faaliyetlerinde bulunmaya başlamışlardır. Buna
bağlı olarak Manavlık, “Batı Anadolu’ya dışarıdan gelen
(göçmen/muhacir) ve göçebelikten yerleşmiş (Yörük) nüfus dışında eskiden
yerleşmiş köylere / köylülere verilen ad veya “Yerli Halk”, “Yerleşik Türk
/ Türkmen Topluluğu” ya da “Yerli olan, muhacir olmayan” ve yahut “hareketli
nüfusa karşın yerini değiştirmeyen, devamlı olarak orada oturan “Türkçe dışında
dil bilmeyen” topluluk üyeleri olarak tanımlanmaktadır.[6] Bu yaklaşıma
göre Manavlar, Anadolu Selçuklu'nun bakiyesi olan Türkmen halk ile Osmanlı döneminin 17. yüzyıl öncesi
yerleşen Türkmen halkıdır.
Balkanlara Karadeniz'in kuzeyinden gelen ve
Hıristiyanlığı kabul eden Peçenekler ve Kumanlar gibi Türk toplulukları da
dönem dönem Bizans tarafından Anadolu'ya yerleştirilmiştir ve bu toplulukların,
yerleşik hayata geçen Oğuz Türkleriyle kaynaşarak bir kısım Manavları
oluşturduğu da düşünülmektedir.
Cevdet Türkay'ın "Osmanlı İmparatorluğu'nda
Oymak, Aşiret ve Cemaatlar" adlı eserinde belirtilene göre Manavlar
"İçel sancağı, Anamur kazası (İçel sancağı), Manisa kazası (Saruhan
sancağı) Düşenbe kazası (Ala iye sancağı) gibi yörelerindeki yörükan
taifesidir." Diğer bir deyişle, Manavlar aslında göçebe Türkmenler
olup Anadolu'nun çeşitli yerlerine dağılmış bulunmaktadırlar.
Bazı araştırmacılara [kaynak belirtilmeli] göre Manavların, Türk soylu olduğunu gösteren en önemli delil, Mongolid
karakteristikleridir; Manavlarda gözlerdeki çekiklik ve yuvarlak yüz hatları
hemen farkedilebilir. Buna karsin, öteki Manav yerleşimlerinde mongolid
karakteristik özellikler görünmez, örnegin Kandira dolayinda. 2012 yılında
Zürih'te yapılan iGenea ismindeki gen arastirma sirketinde, Manav bir erkegin
y-DNA haplogrubunda T1a2 kromozumu rastlandi.[7] Bu haplotipin
en yogun rastlandigi insan topluluklari Mezopotamya ve
dolaylarinda yasarlar.[8]
Araştırmacılara göre başka bir delil ise, Manavlar'ın
eski sosyal yaşamda büyük önem tutan ipek böcekçiliğidir. Özellikle Marmara Bölgesi'ndeki Manav
köyleri Orta Asya'dan gelen alışkanlıklarıyla ipek böceği üreticiliği
yapmaktadır. Örneğin; Osmanlı döneminde Bursa'daki ipek kumaşların üretiminde bu ipek böceği
üretimini yapan Manav köylerinin payı büyüktü. Son yıllara kadar Manav
köylerinin en büyük geçim kaynağı ipek böcek yetiştiriciliğiydi. Hala bunu
sürdüren köyler mevcuttur.[kaynak belirtilmeli]
Manavlar, Türkçeden başka bir dil anlamazlar.
Türkçeden başka sözcükler-ünlemler kullanmazlar. İkinci dilleri ya da mahalli
dilleri yoktur.
Geçmişte, yerleşik hayata geçen veya Yerleşik düzene
adapte olan Türk toplulukları, Konar-Göçerliğe devam eden Yörük-Türkmen toplulukları
ile sorunlar yaşamışlardır. Hatta, Manavlar, konar-göçerliğe devam eden Yörük-Türkmen grupları tarafından
yerleşik hayata geçtikleri için küçümsenmişler ve her zaman alaya
alınmışlardır. Çoğu zaman Konar-Göçer Yörük ve Türkmenler, göç yolunda
karşılarına çıkan yerleşik (manav) Yörük ve Türkmen köyleriyle ters
düşmüşlerdir. Bazı zamanlar, Konar-Göçer gruplar manav köylerini talan etmişler
ve yerleşik köyler üzerinde baskı kurmuşlardır.
Son derece uysal, mülâyim ve başkası tarafından
söylenenlere fazla karşı çıkmayarak yani tartışmayarak geleneksel yaşamlarını
sürdüren Manavlar kendi ifadeleri ile; “yedi kez düşünmeden adım atmayan”(yavaş
davranan) bir yapıya sahiptirler. Bu uyumlu ve uysal yapıları, başkalarına “sen
bilirsin” ya da “siz bilirsiniz” ifadesinin sık kullanılmasında da kendini
göstermektedir.
Osmanlı döneminde Manavlar, uzun yıllar Rum köyleri ile komşuluk yapmışlar ve uyumlu
kişilikleriyle onlarla iyi geçinmeyi başarabilmişlerdir. Ancak kız alıp verme
konusunda son derece tutucu davranıp Rumlarla kaynaşmamış ve kendi
geleneklerini koruyabilmişlerdir.[kaynak belirtilmeli]
1877-1878 Osmanli-Rus Carligi savaşı sonucunda
Osmanlı'nın hizla toprak kaybetmesiyle, eski Osmanlı toprakları olan Rumeli ve
Kafkasya'dan Boşnak, Arnavut, Çerkes, Laz, Gürcü vb. anadili
türkçe olmayan göçmenler ile Muhacir diye
adlandırılan ve Balkanlar'dan gelen Türk kökenli
gruplar Anadolu'ya göçmüşlerdir. Iste bu dönemde yerli köyler kendilerini
göçmenlerden ayırmak anlamında Manav olduklarını belirtmeye başlamışlardır.
Manavlar dışa açılmayı pek tercih etmediklerinden uzun
yıllar bu müslüman göçmenlerle dahi evlilik yapmamışlardır. Manavlar
geleneklerine bağlı olduklarından daha çok köy yaşamını tercih etmişlerdir.
Kandira ve çevresindeki Manavlar, 1950 yilindan itibaren sehirlere ve
Avrupa'ya, özellikle de Almanya'ya göç vermislerdir.
Yaşayış
Tarzlarındaki Benzerlikler [değiştir]
Manavlar gelenek-görenek itibariyle ve yaşam biçimi
itibariyle incelendiğinde, kültür bakımından yörükler ile büyük bir farklılık
olmadığı görülmektedir. Farklılaşma noktası, yerleşikliğin getirdiği
özelliklerde görülür.
Manav köyleri genelde düzlük ve ova yerleşimleridir.
Manav köyleri gelişigüzel oluşmuş köylerdir. Evler derme çatmadır.Köylerdeki
ve evlerdeki bu plansızlık göçebe hayatın en büyük izleridir. Köyler
genelde, her gelenin plansızca yerleştiği bir öbek şeklindedir. Bu evler,
yörenin Rumeli göçmeni köylerindeki evlerle karşılaştırıldığında, oldukça eski
ve bakımsızdırlar. Manav köylerinin beslenme alışkanlıkları ile Yörükler’in
beslenme alışkanlıklarında çok büyük farklılık yoktur.
Güney Marmara'daki manav köyleri ile Antalya, Bergama ve Mersin civarındaki manav köylerinde gerekse Kastamonu manav
köylerinde; "bengi", "mengi" veya "bengü" adı
verilen "Şaman" izlerinin bulunduğu ritüelleşmiş oyunlara
rastlanmaktadır. Bu veri, Anadolu'daki manavlar'ın ortak özelliklere sahip
olduğu ve Orta Asya kültürüne sahip olduğunu göstermektedir.
Manav köylerindeki "Eşikte yani kapıda
oturulmaz", "eşiğe basılmaz", "yanan ateş
söndürülmez" biçimindeki manav inanışlar, Şaman dönemini izlerini yansıtmaktadır.
Manav köylerinde şehirlerde kullanılmayan "8.
ve 9. yüzyıl Türkçesi"ne ait sözcüklere de rastlanır:
"künge", "kiğiz", "katun", "yavuz",
"yavuklu", "eybek", "yaşmak",
"pörtlek", "zorbek", "aka", "ani"
gibi...
Tüm manav köyleri dini açıdan "Sünni-Hanefi"dir.
Manavların
Kökeni Hakkında Farklı Görüşler [değiştir]
'1. Görüş = Manavların Türkleşmiş ve
Müslümanlaşmış Rum ve Anadolu halkı olduğu' Bu görüşlerin başında
Manavların, Selçuklu döneminde Anadolu'da müslümanlığı kabul eden yerli Rum ve
Anadolu halkı olduğu görüşü gelmektedir.[kaynak belirtilmeli] Buna göre, Fırat nehrinin batısındaki halklar, Türkmen ve İslam istilası karşısında
İslamiyeti kabul edip Türkleşmişlerdir. Türklerin yönetimi öncesi dönem olan
Roma döneminde ise Anadolu'da İyon kültürü baskın
kültür olmuş, Anadolu'nun tüm halklarını İyon=Rum medeniyeti altında birleşmişti. 10. yy'dan sonra
Anadolu'da İslam ve Türk kültürü baskın kültür olmuş ve Anadolu'nun tüm
halkları Türk-İslam medeniyeti altında birleşmiştir. Bu görüşe göre manavlar "Anadolu
Türkü" olarak tanımlanabilir.
Bu görüşü ileri sürenler, Türkçedeki "manav"
sözcüğü ile Rumcadaki "manavis" sözcüğünün aynı kökenden geldiğini ve
Rumların bazen kendilerinin manav olarak da nitelendirdiğini de belirtmektedir.
Bu görüşe karşıt eleştiriler, manavların Müslümanlaşan
Rumlar olmadığını gösteren tutarsızlıkların bulunmasına yönelik getirilir: [kaynak belirtilmeli]
- - Bu görüşün temel tutarsızlığı, Anadolu'nun yerli ve medeni halkının
nasıl olur da kendi dilini kaybedip asimile
olabileceği sorusunun yanıtlanamamasıdır. Anadolu kültürüne göre daha
düşük seviyede ve göçebe kültüre dayanan
Türk kültürü, yerli kültürü nasıl ekarte edeceği sorusunun karşılığının
olmamasıdır.
- - "Köklü bir geçmişi ve dili olan Rumlar, kendi dillerinden tamamen nasıl uzaklaşıp göçebe dilini kullanmaya başladılar? Hiç
olmazsa pekçok Rum sözcüğün, gramerin ve cümle
yapılarının Manav köylerinde kullanılması gerekmez miydi?" sorusunun
cevaplanamaması.
- - "Rumların Güçlü Ortodoks yapıları ve İstanbul Patrikhanesi, Türklerin asimilasyonuna ve istilasına karşılık veremedi mi?
Manavların inançlarında Ortodoks-Hristiyan izlerine niye
rastlanılmamaktadır?" sorularının cevaplanamaması.
Onlara göre, Manavların, müslümanlaşmış Rum olduğu
görüşü özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında İngilizler ve Yunanlar tarafından çıkarılmış ve
Anadolu'da benimsetilmeye çalışılmıştır[kaynak belirtilmeli]. Buna göre İngilizler, Batı Anadolu'da daha geniş bir parçayı Yunan kontrolüne verebilecekti. Siyasi amaçlar uğruna
türetilmiş bu görüşün hatalı olduğu, Manavlar üzerinde Kurtuluş Savaşı'ndan
sonra yapılan araştırmalarla ve folklorik-antropolojik alan çalışmalarıyla
ortaya konulmuştur. Manavlarda özellikle Şamanizm'in yansımaları
ve Dil-Fonetik özellikleri, Rum ya da Anadolu halkı olduğu görüşünün karşısına
çıkmaktadır.
- 2. Görüş = Manavlar'in Anadolu Beylikleri döneminde, Kürdistan'in
güney yörelerinden birinde kurulup, sonra Malatya'da ve Mogol istilasiyla
daha batiya dogru hareket eden Germiyan Beyligi'nin 13. yy. sonunda
Bizans'a karsi Selcuklular ile müslüman ittifaki ettigi, sonra bu iki
beyligin birleserek tek güç olusturdugu yönünde olup, Kandira ve Izmit
yöresindeki Manav yerlesimlerinde Kürdler isminde sülalelerin olmasi
dikkati çeker. öte yandan, genetik bilimi uzmanlarinin yaptigi labaratuvar
arastirmalariyla da bu yaklasim dogrulanabilir olmustur. Profosör Doktor
Ali Sazci.
- 3. Görüş = Bir kısım Manav halkının Peçenek-Kuman kökenli olduğu
Rum medeniyetinin içinde Balkanlar'dan gelip
Bizans kralı tarafından Anadolu'ya yerleştirilen ve doğudan gelen akınlardan
korunmak amacıyla yerleştirilen sayısı azımsanmayacak kadar Türki
Peçenek-Kıpçak-Kuman-Uz topluluğu da vardı. Bizans kayıtlarına göre,
Müslüman-Türkler Anadolu'ya gelmeden önce binlerce Türkçe konuşan insan da
yaşamaktaydı. Buna göre bir kısım Manavlar, bu Türklerin devamıdır.
4. Görüş; Bu konuda en açık ve somut bilgiyi Manav köylerinden edinebiliriz.
Örneğin;
Bolu ili, Gerede ilçesi'ndeki halkın bütünü Manav'dır. Ancak köy
isimlerinin nerede ise tamamı oğuz ismidir. Kayı(3-4 köy), Salur, Bayat
(Yakaboy veya Yaka Bayat, 2 köy), Avşar(3 köy), Eymür, karaevli,yazır veya yazı
ile başlayan köyler(3 köy) ve yine büyük türkmen aşireti olan Halaç ismini
taşıyan köy, sungur, yeniyapar gibi köy isimlerine bakarsanız bu insanların
kesinlikle Oğuz olduğunu görürsünüz. Bu isimleri Sakarya, İzmit, Kirsehir,
Eskişehir, Kastamonu, Bursa, Balıkesir, ve güney illerindeki Manav köylerinde
de çok rahat bulabilirsiniz. Dolayısı ile; manavlar anadoluya ilk yerleşen Selçuklu bakiyesi oğuzlardır
ifadesi doğrudur.
Derleyenin görüşü:
Biz manavlar Nuh’un gemisi battığında ilk yerleşen
Türkleriz Sümerlerin ibadetleri ahlaki yapısı sanat eserleri Türklerle bire bir
aynı olmasının sebebi budur. Avcı meraklı bir yapıya sahip olan Türkler yeni
göçebe kültürüyle orta asyaya doğru ilerlemişler ve burada bırakdıkları
kardeşlerini binlerce yıl sonra tekrar bulduklarında ki yani 1071 malazgirden
sonra Türkçe konuşan yerleşik düzene geçmiş kardeşlerini bulduklarnda onların
kendi kaba savaşçı yapılarına benzemeyen halim selim yapılarını görünce
beyefendi anlamına gelen manap demişlerdir. Bizanslılar ise aynı zamanda manav
yerli anlamına gelen manavı kullandıkları için zaten bu ırkın ismi önden
konmuştur. Tarla bahçe işleri ile uğraşan Türkler ise sebze meyve satmalarından
dolayı leçberlik anlamına da gelen yeni meslek isimi manavlığı bu mana
kullanmışlardır. Yani Yukarıdaki tüm görüşler doğrudur. Manavlar Türkdür.
Etilerle Lidyalılarla ve Doğu Bizanslılarla iç içe yaşamıştır. Bu sebep ile
eski Yunan sanat eserleri ile ortaasyada Türklere ait bulununan sanat eserleri
birbirine çok benzer. Yasef in Oğlu Türüilk in çocuklarıyız. Özün sözü
Yunanların dedesi Etiler Türklerin dedesi Sümerlerdir. Milyonlarca yıldır
Anakıtanın en verimli Topraklarında bebaber yaşarlar.
Oğuzhan Dereli
Adana : İmamoğlu ve Ceyhan ilçeleri
Düzce :Akçakoca, Konuralp ve Yığılca
- Eskişehir
- Bolu: Bütün ilçeleri
- Bilecik Bütün
ilçeleri
- Bursa: Küçükbalıklı,Orhangazi,İznik,Gemlik,Soğanlı,Çağlayan,Ovaakça,Dereçavuş,Ahmetbey,Aksungur,Nilüfer,Dedeköy,Mürsel
Köy. [kaynak belirtilmeli]
- Karabük
- Kocaeli: İzmit, Kandıra, Gebze, Körfez, Karamürsel(Akçat, Ereğli Beldesi),
- Balıkesir: Merkez, Bigadiç, İvrindi, Balya, Kepsut, Havran, Burhaniye, Susurluk, Gönen, Edremit, Sındırgı, Bandırma(Savaştepe-Sarıbeyler)
- Çanakkale: Çan, Yenice, Ezine, Bayramiç
- İstanbul: Şile, Ağva, Akçakese, İmrenli, Kabakoz, Çayırbaşı, Karacaköy, Karabeyli,
Bozkoca, Şuayipli, Gökmaslı, İsaköy, Sofular, Geredeli, Osmanköy,
Ömerli, Öğümce, Bozhane, Göllü, Kılıçlı, Karakiraz, Kurna, Sahilköy, Sarıkavak,
Hüseyinli, Kızılcaköy, Kurfallı, Kalemköy
- Tekirdağ
- Kırklareli
|
Kendilerini
Manav olarak ifade edenler ağırlıklı olarak Marmara, Ege, iç Anadolu'da
yaşarlar. Buna karsin, bazi yörelerde Manav kelimesi farklı anlamlarda
kullanılabilmektedir. Manav yerlesimlerinin olduğu Sakarya (Bütün ilçeleri
Kaynakça [değiştir]
3. ^ Yunanca "manavis". Türk Dil Kurumu
Sözlüğü. Cilt 2. s.1499
|